- Gerilim filmi izledikten sonra (ki "gerilim" en sevdiğim film türüdür) ne zamanki evin koridorunda yürüsem ve ışıklar kapalı olsa, içerde oturmakta olan Erman'la konuşuyorum, hal hatır soruyorum ve onun da sorularıma cevap vermesini daha doğrusu bana seslenmesini bekliyorum. Çünkü koridorun ucunda beni beklemekte olan kötü ruh, Erman'ın sesini duyunca korkuyomuş ve böylece bana bulaşamıyomuş meğerse:) Bu yüzden muhabbeti ışığın olduğu odaya gidene kadar sürdürüyorum. Sonra bide odanın ışığını kapatıp geldiğim noktaya tekrar dönene kadar aynı hal hatır sorma faslını tekrar ediyorum ki bu sefer de arkamdan birinin beni takip etmesini engelleyebileyim:)
Bunu da sordum soruşturdum, sadece bana olmuyomuş, çocuklarda ve kendini hala çocuk gibi hissedenlerde de oluyomuş bu "karanlık koridorda yürürken arkandan biri seni takip ediyomuş hissiyatı":) hepsi o Chucky yüzünden ama, ben biliyorum!
- Crosstrainer üzerinde her gün yarım saat pedal çevirip kan ter içinde kalıyorum ve bir defa bile 50 kaloriyi geçemedim şimdiye kadar! Belki de hareketli parçalar dinlemek yerine Vedat Milor yada kelime oyunu izleyerek spor yapıyo olmamdan kaynaklanıyodur bilemedim.
Bu sırada "ne işin var sıkılaşmakla, ne istersin o simitlerden, ben seni selülitlerinle de seviyorum" diyerek samimiyetini gösteren iç sesimle yaşadığım şiddetli geçimsizlik devam ediyo.
- Sağlıklı hayat için kusa kusa da olsa su içmeye devam etmenin bedeli olarak, gün içinde alınan litre miktarı x 18 kere tuvalete gitme faaliyetlerim de,
bir çikolata yada bisküvi paketini açtıktan sonra o paketi bitirene kadar başka hiçbir konuya odaklanamama hallerim de istikrarlı bi şekilde devam ediyo. Hiç sıkıntı yok yani.
- Ne giycem konusu bu aralar da karmaşıklığını koruyo. Bide üstüne kış mı, kara kış mı, bahar mı olacağına karar veremeyen Ankara havası eklenince hadi buyrun burdan yakın!
Neyseki siyah elbiseler ve jean gömlekler var hayatımızda. Mesela babannemin tontik kucağındayken ne kadar güvende hissettiğimi çok iyi hatırlıyorum. Hah işte bu siyah elbise de öyle güvende hissetiriyo, hiçbişey bulamazsan onu giyip çıkıyosun, mis. Ama tombul bi babanne kucağı gibi ısıtmıyo tabi o ayrı ❤
- ve düşündükçe adamı delirten "bu akşam ne yesek?" konusu, yerini yine kimselere kaptırmamakta ısrarlı sayın seyirci!
Bi ben miyim her gün işten gelip ayrı bişey hazırlayan ve yaptığı yemeği bir sonraki gün yemeyip yeniden yemek yapan?
Bir sonraki günün yemeğini önceki akşamdan yapanlar ve sabah 5'te dikilip akşam yemeğini önden hazırlayanlar size sesleniyorum! Nasıl insanlarsınız siz, neyle besleniyosunuz, nasıl şarj oluyosunuz. Şu an bu yazıyı okuyup yöntemini paylaşmayan ne olsun????
Öpmek zorundayım şu an :*
Elbise: French Connection
Bot: Zara
Kolye: Stradivarius
Çanta: H&M
Saat: Dkny
Harfli bileklik: Hediye
Yorum Gönder