Bizim dilimiz kadar zengin bir dil daha yoktur heralde. Tabi bunda dilimizin zenginliği kadar insanımızın konuşkanlığı ve yaratıcılığının da katkısı göz ardı edilemeyecek kadar büyük!
Her kelimeden 15 tane farklı anlam çıkarabilecek, bunu cümle içinde kullanırken "esas anlamı" ve "aslında kastedilen anlamı" olarak iki ayrı kategoride değerlendirebilecek ve bütün bunları yaparken aynı zamanda hangi anlamda kullanıldığına karar verip cevabı ona göre yapıştırabilecek kadar dağarcığı geniş ve öngörülü insanlarız.
Bide biz bişeyi başka bişeye benzetirsek adını hemen değiştirir ve yeni adıyla hızlıca kabulleniriz. Sonra bi bakmışız herkes o şeye o isimle hitap ediyo.
Kazayağı kelimesi de işte bunlardan biri. İki önde iki arkada saçakları olan bi şekil aslında kazın ayağı.
Sonra bunu almışlar ot ismi yapmışlar. Sırf yaprakları ona benziyo diye kazayağı demişler.
O da yetmemiş bundan güzel desen olur demişler, kazayağı desenini yaratmışlar.
Tabiki bunlar yeterli değilmiş. Çiftçiler kullandıkları aletlerden birini buna benzetmişler, kazayağı koymuşlar adını.
Gözlerimizin kenarındaki saçaklı mimik çizgilerini de niyeyse onunla benzeştirip "kazayaklarından kurtulmak artık çok kolay" diye atmış lafı ortaya kozmetikçiler.
Bunlar sadece benim bildiklerim tabi.
Bide ekşi'den okuduğum kadarıyla definecilik şifresi olarak da kullanılmış zamanında:
Köyün birinde çeşmenin başında "koyun başı, kaz ayağı" yazıyomuş. Köylü de, bu çeşmenin suyu kesin şifalı diye düşünüyomuş. Sonra bigün bir defineci gelmiş köye, bakmış çeşmenin tepesinde "koyun başı, kaz ayağı" yazıyo. Bi şaşırmış, noluyo yeaaa demiş.
Sonra herkes gece evlerine çekilince bu defineci çeşmenin başına gitmiş. Başını çeşmeye koymuş ve ayaklarının değdiği yeri kazmaya başlamış, hazineyi bulmuş!
Bu da böyle bi anısıdır defineci amcanın:)
Farkında olmadan ben de definecilik şifresini çözmüşüm bu eteği son dakikada Asos'ta bularak ❤
Kazak: Bershka
Etek: Asos
Ayakkabı: Aldo
Clutch: H&M
Güneş Gözlüğü: Zerouv
Yüzük: Kokosh Butik
Yorum Gönder