Webdeyakala | İletişim | Sitemap Şubat 2013 - NyksGame | Online Oyun Hileleri - Metin2 - Point Blank - WolfTeam

Uçaklar filan



Bu müzenin önünden nerdeyse her geçişimde, ki son 6 yıldır hergün önünden geçiyorum, neden yaptığımızı hala bilmediğim ve günümüzde de hiçbir örneğine denk gelmediğim ama çocukluğum boyunca ben dahil herkesin yaptığına şahit olduğum bişey geliyo aklıma.
Gökyüzünde uçak yada helikopter görünce elini ağzına götürüp "aaa aaaa aaaa" diye bağırmak.
Adeta anket yapar gibi çok sayıda insana da sormuşluğum var çocukluğunda böyle bişey yapıp yapmadığını. İşin ilginç yanı ne biliyo musunuz?
Büyük küçük demeden herkes, biz çocukken, yani bundan 20 sene ve daha önceleri diyebiliriz, neden yaptığını bilmeden, hatta biri yaptı diye ondan özenip aynısını yapmak suretiyle bu ilginç hareketi yaparmış.

Hatta öyleki, çok iyi hatırlıyorum, 
çocukların sokakta özgürce top oynayabildiği zamanlardan birinde, ben küçükken, kuzenlerimle birlikte çok hararetli bi şekilde yakartop oynuyoduk. Gerçi bu oyun için de söylenecek çok şey var, o da başka bi postun konusu olsun:) Sonra, henüz havalanmış ve çok gürültülü bir şekilde yükselen bir uçak gördük. Direk topu yere attığımız gibi sokaktaki bütün çocuklar, sanki yıllardır yerli bir kabileye aitmişiz gibi, ellerimizi ağzımıza götürüp "aaaaaa aaa aaaaaa" diye bağırmaya başladık. Ama öyle böyle bi bağırma değil, aramızda bazıları bildiğin parçalıyo kendini. Sesini duyurunca ne olacaksa sanki:)

Uçak görünce bunu hep tekrarladık bi süre, ama hiçbir zaman sorgulamadık neden böyle yapıyoruz diye. Birimiz unutunca diğerinden hatırladık elimizi ağzımıza götürmemiz gerektiğini:) Evet gerekli bişey gibiydi o zamanlar bizim için. Çünkü bütün arkadaşların yapıyosa vardır bir hikmet diyip senin de yapman gerekirdi. Bu bir oyunun kuralı gibiydi:)

İşte biz böyle şeylerle eğlenerek büyümüşüz, ne güzelmiş..



  










Bluz: Sheinside
Pantolon: Mango
Bot: Giuseppe Zanotti
Çanta, Bileklik: H&M
Kolye: Koton

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Aslında öyle değil.


Bazen derin bi nefes almak ve puffffff diye bırakmak lazım.
Acaba bugün ne pişirsem yada offf yarın yine iş var diye düşünmeden. 
Alıp eline balonu, sanki  balonun oynanabilen bişey olduğuna henüz aklı ermiş 2 yaşındaki çocuk gibi çıldırmak lazım.



Yada yerde bulduğun ilk dalı alıp suya çıpçıp batırmak ve balıkları rahatsız etmek, suyun üstüne çıktıklarını görünce de inanılmaz bi hazla anlamsızca gülmek lazım.


Gördüğün bütün sazlıkları bir eğlence aracına çevirmek ve  sırf poz verebilmek için çalı çırpının arasına çamura battığını düşünmeden dalmak lazım:)


Bazen de orjinallik kaygısı taşımadan, göğsünü gere gere orjinali ti'ye almak lazım:)




Basıp geçtiğimiz zeminin şahaneliğinde kaybolmak,


günbatımında, kendini bahar sanan bir kış akşamında, soğuktan uyuşmuş parmaklarını ovuştururken bi yandan da "ne iyi ettik de geldik diimi" diye yaptığın şeyin güzelliğine kendini de inandırmak lazım:)

  
böyle Yılmaz Erdoğan tadında devam edicem sandınız diimi:P

Günün aslında nasıl geçtiği kısmına geliyim mi? :)

Günlerden pazar, hava güzel, e Ankara'da da Eymir gölünden başka gidecek bi yer yok. O zaman ne duruyoruz, gidelim dedik.
Önce havanın güzelliğine aldanıp montumu arabada bırakarak ilerleyen saatlerde farkedeceğim ilk hatamı yaptım!
Sonra belki balık gelir diye suya çomak daldırmalarım sonucu üstüm başım çamur oldu!
Daha duuuuur..
Allahım yerlerde ne güzel kozalaklar var, yoksa o minnak otlar maydanoz mu filan diye merakla kendimi kırlara bırakmamla ne dışkısı olduğunu hala bilmediğim ve bilmek de istemediğim bişeye basmam bir oldu!



Neyseki sonra bi balon gördük yerde, o hepsini unutturdu :)


Fake Chanel Sweat: choies.com
Jean: Colins
Mont: Zara
Güneş gözlüğü: Zerouv
Çanta: CK
Ayakkabı: Lacoste

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Çekiliş sonucu





61 yorum arasından, adsız ve alakasız olanlar çıkarılınca kalan 45 yorumdan kazanan:
35. yorumla sunaktug@hotmail.com adresli arkadaşımız oldu. Cicilerini şimdiden güle güle kullansın ^.^

Kazayağı



Bizim dilimiz kadar zengin bir dil daha yoktur heralde. Tabi bunda dilimizin zenginliği kadar insanımızın konuşkanlığı ve yaratıcılığının da katkısı göz ardı edilemeyecek kadar büyük!
Her kelimeden 15 tane farklı anlam çıkarabilecek, bunu cümle içinde kullanırken "esas anlamı" ve "aslında kastedilen anlamı" olarak iki ayrı kategoride değerlendirebilecek ve bütün bunları yaparken aynı zamanda hangi anlamda kullanıldığına karar verip cevabı ona göre yapıştırabilecek kadar dağarcığı geniş ve öngörülü insanlarız.
Bide biz bişeyi başka bişeye benzetirsek adını hemen değiştirir ve yeni adıyla hızlıca kabulleniriz. Sonra bi bakmışız herkes o şeye o isimle hitap ediyo.

Kazayağı kelimesi de işte bunlardan biri. İki önde iki arkada saçakları olan bi şekil aslında kazın ayağı. 
Sonra bunu almışlar ot ismi yapmışlar. Sırf yaprakları ona benziyo diye kazayağı demişler.
O da yetmemiş bundan güzel desen olur demişler, kazayağı desenini yaratmışlar.
Tabiki bunlar yeterli değilmiş. Çiftçiler kullandıkları aletlerden birini buna benzetmişler, kazayağı koymuşlar adını.
Gözlerimizin kenarındaki saçaklı mimik çizgilerini de niyeyse onunla benzeştirip "kazayaklarından kurtulmak artık çok kolay" diye atmış lafı ortaya kozmetikçiler.

Bunlar sadece benim bildiklerim tabi. 
Bide ekşi'den okuduğum kadarıyla definecilik şifresi olarak da kullanılmış zamanında:
Köyün birinde çeşmenin başında "koyun başı, kaz ayağı" yazıyomuş. Köylü de, bu çeşmenin suyu kesin şifalı diye düşünüyomuş. Sonra bigün bir defineci gelmiş köye, bakmış çeşmenin tepesinde "koyun başı, kaz ayağı" yazıyo. Bi şaşırmış, noluyo yeaaa demiş.
Sonra herkes gece evlerine çekilince bu defineci çeşmenin başına gitmiş. Başını çeşmeye koymuş ve ayaklarının değdiği yeri kazmaya başlamış, hazineyi bulmuş!

Bu da böyle bi anısıdır defineci amcanın:)

Farkında olmadan ben de definecilik şifresini çözmüşüm bu eteği son dakikada Asos'ta bularak 
















Kazak: Bershka
Etek: Asos
Ayakkabı: Aldo
Clutch: H&M
Güneş Gözlüğü: Zerouv
Yüzük: Kokosh Butik
Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Not alalım



İlgimi çeken pasta ve yemek tariflerini genelde telefona not ederim. Bugün şu notlara bi bakiyim dedim. 

- Bitane "uzun etek & kazak" diye bi not var. "Bak bu ikili birbirine çok yakışır, her sabah dolabın karşısına geçip bugün de giycek bişeyim kalmamış diye üzüleceğine giy şunları da efil efil geçir bütün gününü" dercesine kendime, bu notu almışım bi faydası dokunsun diye.

- Bitane "8 zincir çek, bir yuvarlak yap. 4 zincir çek, ilmek yap, yuvarlağa bat, iki kerede çık" yazmışım. Bazen çok detaycı olabiliyorum not alırken:) Halamın öğrettiği bu örneği çıkarırken bi yandan da yaptığım her hareketi not almışım. Bitane ilmek atıp hop telefona yazmışım "bir ilmek at" diye. O derece.

- Bitane "Tarkan'ın eski şarkıları" diye bi not var mesela. Ama o kadar, devamı yok. Arada açıp bütün eski şarkılarını sıradan dinlemek için alınmış bu not, çok belli.

- Bide hala ne alaka olduğunu anlayamadığım bi not almışım. "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" diye.
Birine laf sokmak için mi, aklımda bulunsun diye mi, evde köfte yapmaya yetecek kadar ekmek içi olmadığını kendime hatırlatmak için mi bilmiyorum.

Ama şu yukarda yazdıklarım konusunda yalnız olmadığımı, herkesin saçma sapan notlar alıp sonra bigün dönüp baktığında "ya ben burda ne demek istemişim acaba?" diye kendi kendini şaşırttığını biliyorum:)

Tamam evet, sen not almadan da herşeyi hatırlıyosun, o yüzden seni saymıyoruz muhalefet kişi :)







Burda gözlerimi neden belerttiğimi ben de bilmiyorum, sormassanız sevinirim:P








Eveeeet bir güneşli Ankara postunun daha sonuna gelmişiz. Umarım, bizi şu an ısıtmakla meşgul olan güneş, esas ısıtması gereken mevsim geldiğinde "ay ben çok yoruldum" diyip bize kıçını dönmez!

Ceket, Kazak: H&M
Etek, Bot: ZARA
Çanta (kardeşimin tabiriyle "şüpheli çanta"), Kolye: Stradivarius 
Yüzük: Kutsal topraklardan

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,
 
Webdeyakala | İletişim | Sitemap
Destek : Film izle | İletişim | Sitemap Telif Hakkı © 2013. film izle online film izle - Tüm Hakkları Saklıdır.. Sitemizde yer alan tüm videolar, kaynak kodları ile video paylaşım sitelerinden alınmaktadır. Telif hakları sorumluluğu bu sitelere aittir videoların hiç biri sunucularımızda yüklü değildir. Hak sahiplerinin iletişim adresimizden talep etmesi halinde UYAR-KALDIR yöntemi işletilerek, istenen içerik iki iş günü içerisinde siteden kaldırılır.