
Bütün insanlar mı tuvaletteyken hatırlar unuttuğu şarkının adını, komşunun bebeğinin doğumgününü. Yoksa biz türklere özgü bişey midir sadece tuvaletteyken aklımıza en şahane fikirlerin yada yemek tariflerinin gelişi.
Yıllardan milenyum filan, biz kardeşimle yatağın üstünde kikir kikir liseli muhabbeti yaparken pür dikkat ne işler döndüğünü anlamaya çalışan minik kuzenim, işin içinden çıkamayınca ve hali hazırda dikkatimizi de bitürlü çekmeyi başaramayınca işte o yüzyılın ilgi çekici cümlesini kurar bizim için:
"Bu yatak da ne güzelmiş yahuuu, siz bu yatağı satın mı aldınız, yoksa kendi mi yumuşak?"
Yani özetle (sanki yukarda çok sayıda önemli şey anlatmışım da şuan kısa bi özetini geçiyomuşum gibi düşünün) zamanlama önemlidir çok sevgili okuyucu.
Bugün ne yemek yapsam derdine düşmeden hemen önce tuvalete girmek ve ordayken zeytinyaglı barbunya ve yanına pilav yapmaya karar vermek,
yada değiştireceğin arabanın modelini bulmak,
hatta bütün gardrobunu kafandan geçirip, o çiçekli pantolonun üstüne örgü bluz giymeye karar vermek.
En etraftakilerden umudunu kestiğin anda, kimsenin seni sallamadığını hissettiğin anda bombayı patlatıp, yıllarca seni o bombanla birlikte anmalarına vesile olmak.
Yada arkadaşın tam sana "bu aralar zayıfladığımı hissediyorum" demek üzereyken "canım sen de iyice inek gibi saldın ha bu aralar, kapılardan yan geçecen yakında" gibi bir latife yapıp lafı arkadasının agzına tıkmak.
İşte bütün mesele bu.
Ama yok yok, esas mesele, elde avuçta bu postun başlığının ne olması gerektiğine yardımcı olacak hiçbir ilham kaynağının olmaması. Bir perinin geçerken çaya uğramaması yada sihirli bir deyneğin kafamıza düşmemesi.
Bence şu an tam da o korku filmlerinde ilk ölen şişman ve gözlüklü çocuğu suçlama zamanı.
Bence şu an tam da o korku filmlerinde ilk ölen şişman ve gözlüklü çocuğu suçlama zamanı.
Bluz&Clutch: Mango
Pantolon: TopShop
Ayakkabı: Zara
Kolye: Düğün ganimeti :)
Yorum Gönder