Hepimiz geçtik o dönemden.
Hala da o süreci yaşayanlar var yazık kıyamam onlara ben..
Evet bildiniz, garson boy döneminden bahsediyorum.
Hani çocuk desen değil, ergen desen o da değil, yetişkin hiç değil, böyle garip bi dönem.
Saçların en şekil alamadığı dönem,
pantolonların ya belden tam boydan kısa, ya boydan tam ama belden bol geldiği dönem.
Kazakların kol boylarının hiçbir zaman omuzla denk gelmediği, biri tamsa öbürünün düdük gibi durduğu dönem..
Kendimi bildim bileli kızkardeşimle hep aynı giydik,
yani taaaa çocukluktan beri aynı şeyleri giymişiz takım gibi.
Kız çocuğudur, kıskanmasınlar birbirlerini demişler, ki bilirsiniz her zaman kardeşinize alınan kıyafetler daha güzel görünür sizinkinden. O yüzden de hep "onunki niye daha güzel yeeaaaa, bana niye ondan almadık" gibi salak bi tepki koyardık.
Ebeveynler biliyo başlarına gelecekleri, peşin peşin gidip ikimize de aynısından alıyolardı. Arada bir renkleri değişiyodu işte, biri mavi biri pembe, biri sarı öbürü turuncu gibi:)
Mesela bi düğüne gidilecek, bize şöyle en cicili bicilisinden elbiseler alınacak. Bi heves gidiyoruz alışverişe, giriyoruz bi çocuk mağazasına.
Bi elbise beğeniyorum, anneeeaaa bunu çok sevdim bu olsun, hem bi değişik rengi daha var onu da tubişe alırız (kardeşiyle takım gibi giymeyi benimsemiş abla modeli).
"Hımmm hanfendi bunun hanım kızımıza göre bedeni yok. Kendisine boydan iyi olur ama kollar düdük gibi durabilir. Zira kızınız garson boy! "
Bi saniye yaaaa, garson boy mu? Neki o?
Tabi bu ilk tecrübemdi. Çocuk kafasıyla düşünün aklınıza neler gelebilir..
Saçlar bendeniz modeli kısa küt, e bacaklar desen bisikletten düşe kalka mosmor olmuş, erkek çocuğundan hallice bi görüntü.
Acaba papyonlu bişiyler mi giymem gerekiyo, yani garson boy demek acaba sana elbise degil papyonlu takım elbise gibi şeyler mi yakışır demek?
Bu iyi bişiy mi?
Yoksa artık gerçek bir abla gibi büyüklerin kıyafetlerinden giyebilcek miyim? Gerçekten mi?
Hani uzun uzun yırtmaclı etekler, anne ceketleri falan giyebilcem yani öyle mi?
Kafada binbeşyüz soru. Acaba garson boy kıyafetler kısmında beni neler bekliyo..
Siz de biliyosunuzki öyle bi bölüm yok! Yani hiçbir gömleğin yakasında ya da etegin belinde beden kısmında garson boy yazmaz.. Hani böyle arafta kalmışsınız, hiçbir dünyaya ait bi canlı değilmişsiniz gibi boktan bi durum!
Sanki o satış görevlisi direk abla olarak doğmuş, o dönemi atlamış geçmiş gibi bi adamsendeci!
O günden beridir nefret ederim o satış görevlilerinden de, garson boy benzetmesinden de.
Bide ne alaka?
Kim bulmuşki bu lafı. Hangi aklı selim insan
"tamam işte bu yaaa buldum buldum, şu boyla şu boy arasındaki bebelere artık garson boy diyelim" diye bi karar vermiş ve karşısındaki ebelekler de onu alkışlayıp
"aaa çok doğru" diyip kabul etmiş bunu!
Ben hiç 1.40 mt boyunda garson görmedim şahsen.
Bi konuyu da ancak bu kadar uzatabilirmişim.
Günün anlam ve önemine, yakamdaki minik papyon broşa uygun bi konu olsun diye, içime ziyadesiyle oturmuş olan garson boy durumunu ele almak istedim.
Umarım herkesin anıları depreşmiştir:))
E oldu o zaman iyi pazarlar, akabinde de iyi haftalar olsun herkeslere.. görüşelim bak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder