Hani böyle yazarsın yazarsın ya da patır patır bişeyler anlatırsın da sonra birden bi kal gelir ya,
"ulan ben ne diyodum, neden bahsediyodum. çok da komik bişeye bağlıycaktım yaaa" dersin ya, işte öyle bir haleti ruhiye içindeyim şu an!
Böyle durumlarda çok sinirli olur ve düğmeme basıp aklıma o şeyi getirene kadar diğer olaylara tamamen kapatırım bünyemi.
Yani aslında tamamen kapatmam, zaman zaman kardeşimi arama joker hakkımı kullanarak önce sorumu sorar, sonra da "eğer hatırlıyosan sadece kopya ver, baş harfini söyle, hepsini söyleme" derim. Sonuçta onu ben de kendi çabalarımla azcık hileli de olsa hatırlamalıyım, bunu beynime borçluyum!
Bazen de artık çok geç olduğunu, zorlasam da hatırlayamayacağımı anlayınca normal(!) hayatıma dönerim. Dönerim dönmesine ama hala bikaç hücrem arka planda çalışmalara hızla devam etmektedir. "Neydi neydi neydi..."
Aradan 2 gün geçmiştir. Sabah işe giderken birden kafamda ampüller belirir.
"Bulduuuuuum!"
Duyan da bişey icat ettim sanır.. "Evet o filmde Türkan Şoray'ın sevdiği adamın erkek kardeşinin adı Hikmet'ti! "
Dünyada zaten dert kalmamıştı Hikmet'ten başka, onu da çözdüğüme göre artık hepiniz rahat bir nefes alabilirsiniz..
Yorum Gönder