Merhaba abiler ablalar, teyzeler amcalar:)
Annem sık sık benden bahsettiği için beni tanımakta zorlanmayacağınızı düşünüyorum. Yani aslında düşünemiyorum, çünkü ben kediyim. Ama hissediyorum, siz beni tanıyosunuz. İçgüdülerim beni hiç yanıltmaz çünki:)
Yine de beni tanımayanlar için küçük bi bilgilendirme, benim adım Püre!
Annemle babamın minik patatesi olduğum için adımı özellikle püre koymuşlar.
Şimdi dana gibiyim o ayrı.
Şimdi dana gibiyim o ayrı.
"Hergün ordan burdan bissürü şey anlatıyosun anne, bu kez de benden bahset! o kadar evin bekçiliğini yapıyorum, akşamlarınıza ve boş zamanlarınıza neşe katıyorum, bi zahmet bana da yer ver şu blogda" dedim ve seve seve ikna ettim annemi.
çok seviyo beni, biliyorum. çünkü biraz önce de dediğim gibi, içgüdülerim yanıltmaz beni.
Sabahları odamın kapısını açıp beni hemen kucağına alır ve sevmeye başlar.
Tabi bunda, benim onu görür görmez halıya iki seksen uzanıp, türlü şebeklikler yapıp, "göbüşümü kaşı" moduna girmemin de etkisi büyük:)
Sonra beni sevilmek üzere, hala yatakta horul horul uyumakta olan babamın yanına bırakıp koşa koşa gider yemimi suyumu tazeler, kumumu temizler.
O sırada babam beni sevmeye başlar. Onu daha bi başka seviyorum. Evet ben dişiyim ve cinsiyet ayrımı yapıyorum, napiyim. bu da içgüdülerimden kaynaklanıyo.
onun kucağına yatınca kalkasım gelmiyo, belki o da benim gibi kıllı olduğu için olabilir bilmiyorum:)
bide ben sanki babama mı benziyorum ne? ♥
bide ben sanki babama mı benziyorum ne? ♥
Aslında annemin beni severken çıkardığı garip gurip sesleri de çok seviyorum. Hiç anlamıyorum ne dediğini.
Bazen "otimbon, tutimbon, butimbon" diyo bana, bazen "çükülatalı kulabiyem" diyo, bazen "külafiye güzelim benim" diyo, o anki ruh haline bağlı.
Ama ben sadece "Püreeee" diye seslendiklerinde anlıyorum.
Sabah onlar işe gittikten sonra "evi süpürüp siliyorum" dememi isterdi annem biliyorum. Ama ben süpürgeden öyle korkuyorumki, değil çıkardığı sesi duymak, annem onu yerinden çıkardığı an kendime evin en ücra yerini bulup, saatlerce orda saklanıyorum.
Benim de fobim bu, kediyim sonuçta.
Böyle durumlarda tercihim genellikle yatak örtülerinin ya da yorganların altı oluyo. Oralara girince hiç görünmediğimi düşünüyorum her ne kadar dışardan bakınca icudum bi çıkıntı oluştursa da yatağın üstünde.
dipnot: "icut" annemin benim vücudum için kullandığı bi tabir. tombul, sevimli ve tipsiz olduğum için benimki vücut değil icut olabilirmiş olsa olsa:) seviyorum bu kadının böyle abuk subuk takma isimlerini. babama da bissürü isim takmışlığı var:)
Gündüzleri yiyip içip çok afedersiniz kumuma sıçıp uyuyorum. Hayat bana güzel. Arada tırnak bakımı yapıyorum. Sırf benim için oturup annemle babam elleriyle yapmışlar tırmalama tahtamı. Her gün 3-5 defa manikürümü yaparım.
Temizliğimi hiç ihmal etmem, sürekli bi yalanıp yıkanma modundayım.
Hatta öyleki, tüylerimi ya da patilerimi yalarken uyuyakalırım genelde.
Bide benim biyolojik bi saatim vardır, akşam 18:00
Saat kullanmıyorum ama akşam 6 olduğunu hissediyorum ve koşa koşa koridordaki halının üstünde yerimi alıp, annemle babamın gelmesini beklemeye başlıyorum. Tabi halının yumuşaklığına ve havanın kararmasına dayanamayıp çoğunlukla onlar geldiğinde uyuyo oluyorum -.-
Ama bi bakıma güzel de oluyo bu, çünkü benim o uyuklayan malak halimi çok seviyolar.
Hatta daha içeri girmeden kapının önündeyken duyuyorum seslerini
Annem heycan yapıyo, "hadi kuşum aç çabuk şu kapıyı, kizim içerde bekliyo, kiziiiiiiim yapiyoçuuuuuun, çok özledim ben çeniiii".
Evet annem bana kızım demiyo, kiziiiim diyo. hatta benimle konuşurken biçok kelimeyi farklı kullanıyo.
Onlar gelince tabi sohbet muhabbet derken nasıl gece olduğunu anlamıyoruz demek isterdim, ama bikere ben zaten konuşamıyorum.
Gelir gelmez yemeklerini yiyolar ve işleri biter bitmez hemen bitanesi beni kucağına alıp mıncırmaya başlıyo. Tabi onlar yemek yerken ben de yanlarına oturup onları seyrediyorum. Kuru mama dışında hiçbişiyi sevmediğim için, hiç sulanmıyorum yemeklerine. ama yalanım yok arada nutella kaşığının dibini bana yalatıyolar, allahım neden mamalarımda da şeker yok demekten kendimi alamıyorum. şeker bana zararlı olduğu için ayda yılda bir veriyolar bi gıdım:)
En sevdiğim oyun saklambaç. Pusuya yatmakta üstüme yoktur. Kendinden sürmeli gözlerim bir anda kocaman olur, bütün dikkatimi benden saklanan anneme veririm ve koşa koşa atlarım üstüne. Sonra annem herzamanki gibi totoma pıt pıt vurarak sever beni.
En sevdigim yer tabiki de sıcak olan her yer, ama ille de özel bir bölge seçmem gerekirse salondaki ikili koltuk. Kıvrılarak yatmak, akşamları vazgeçilmezimdir:) Bide kaloriferin dibinde renkli bi minderim var, oranın da keyfi bi başka oluyo *.*
En sevdiğim oyuncağım topum. onu çok seviyorum. Hatta yuvarlanabilen herşeyi çok seviyorum ben.
Bide filim var:) ah o filin dili olsa neler söylerdi..
Bide filim var:) ah o filin dili olsa neler söylerdi..
onunla yatar onunla kalkarım, canım sıkılınca hortumundan tutup bi odadan öbürüne sürükler, ordan oraya atıp koşar yakalarım. Arkadaşım o benim, hergün kahrımı o çekiyo.
En sevdiğim gün pazar. Genelde annemle babam o gün evde takılırlar, bu da demek oluyorki onlarla çok daha fazla zaman geçirebiliyorum, annemin bacagına totomu yaslayıp uyuyabiliyorum, babamın ayagının dibine gelip "al beni kucağına" hareketimi yapabiliyorum.
En sevmediğim 2 şey var.
Biri ıslanmak.
Diğeri de arabaya binip bi yerlere gitmek. Çünkü ne zaman arabaya binsem annem beni aşı yapan abilere götürüyo, sevmiyorum orayı. Ev kedisiyim ben, bu ev benim evim tamam mı, götürmeyin beni hiçbi yere.
En sevdiğim dizi How I Met Your Mother. Ne dediklerini anlamıyorum ama annem izlerken çok gülüyo, ben de o sırada kıvrılmış bi şekilde yanında uzanıyo olduğum için dönüp dönüp beni seviyo, öpüyo, mıncırıyo. o yüzden o diziyi seviyorum, Barney'i seviyorum:)
Bide bazen laptopın üstüne çıkıp ilgi çekmeye çalışıyorum, annem arada beni de izlesin diye.
Bide bazen laptopın üstüne çıkıp ilgi çekmeye çalışıyorum, annem arada beni de izlesin diye.
Ev sevmediğim şeylerden biri de boynuma bişi takılması. Kaşındırıyo çok fena, kaşındıkça deliriyorum, boynumu koparıp atasım geliyo. O yüzden arada fotografımı cekmek icin annem süslüyo beni, seviyo o halimi, sonra çıkarıyo hemen *.*
Bide erkek kedilere benzediğim için, yazık annem hep beni süsleme telaşı içinde. Babam papyonu aldığı gibi boynuma takarken, annem "aaa canım hiç öyle olurmu, kız dediğin papyon takmaz, sac bandı takar" diyip hooop papyonu kafamın tepesine koyuveriyo.
Kulaklarım da kendinden yatık olduğu için kafam top gibi oluyo, sanki sevimli de oluyorum böyle ha? :)
Bide bana göre en anlamlı, annemle babama göre en komik hareketlerimden birini söyleyip gidicem.
Sevdiğim bi yemeği yedikten sonra, yada sütümü içtikten sonra, mutlaka patilerimle üstünü kapatmaya çalışırım. hep söylüyorum ya size, ben içgüdülerimle yaşıyorum diye, bu da öyle bişi.
Zeminin hiçbir önemi yok, ister parke, ister fayans, ister granit.
yemegimi biraz yedikten sonra patilerimle zemini kazımaya çalışır ve kendimce yemegimin üstünü kapatırım, kimse gelip bulmasın yemesin diye.
Zeminin hiçbir önemi yok, ister parke, ister fayans, ister granit.
yemegimi biraz yedikten sonra patilerimle zemini kazımaya çalışır ve kendimce yemegimin üstünü kapatırım, kimse gelip bulmasın yemesin diye.
çok tatlıyım biliyorum, beni seven herkesi seviyorum.
Çünkü ben kediyim ve sevilmeye bayılıyorum.
Oldu o zaman, gidip biraz uyuyim ben, arada yine gelip post yaparım beğenirseniz:)
Yorum Gönder