Çocukken herkesin kardeşiyle yada arkadaşıyla gülme krizine girdiği, bu krizlerin ebeveynleri delirttiği, en olmadık anlarda ortaya çıkan ve özellikle de yasak olduğu bilindiği durumlarda volümü yükselen bu gülme krizlerinin bizi ne zor durumlara soktuğu olmuştur. Hayır hayır hiç kıvırmayın, biliyorum hepiniz güldünüz bi şekilde, babanızın kafasındaki iplik parçasına yada süt içerken dilinizin yanmasına yada incir yedikten sonra yapış yapış olan ellerinizi birbirinizin yüzüne sürmelerinize. Yani mutlaka abuk subuk şeyleriniz oldu sizin de gülmek için.
Kız kısmısı gülmez,
ayyyy çok güldük bugün, başımıza bişey gelmese bari,
şşşşş herkes bize bakıyo az sessiz gülsene yeeaaa
gibi saçma sapanlıkların etrafımızı sardığı bi dünyada büyümemize rağmen biz ota boka herşeye gülmeye devam ettik.
Ama ne zamanki büyüdük, zamanında bize çok kikirdediğimizde çimdik atan insanlara döndük. Mahalle baskısı diye bişey öğrendik. Sesli gülmek ayıp oldu, hele bide diş göstererek gülüyosan yollu bile olabilirsin, durum o kadar vahim yani!
Elin budisti kalkıp tedavi amaçlı gülme meditasyonları yapar, gülmenin bi yaşam biçimi haline gelmesi için adamlar orda kıçlarını yırtar,
biz hala bugün çok güldük, kesin bişey olcak derdindeyiz..
Halbuki gülünce serotonin salgılarız. Yani bir dakikalık kahkaha = on dakika kürek çekmek
Gülerken ortaya çıkan endorfinlerin romatizma, kas spazmı gibi ağrıları hafiflettiği de bilimsel olarak kanıtlanmış.
Solunum sistemimiz güçleniyo ve vücudumuza daha fazla oksijen giriyo. Tabi bunun için gerine gerine gülmek lazım. Eliyle ağzını kapatıp kıs kıs gülenleri almıyoruz bu gruba. Onları, katıla katıla gülme seanslarına yolluyoruz budistlerin yanına. Adamlar her gün elele tutuşup önce az sesli gülerek başlıyolar tedavi dedikleri bu seansa, sonra ses giderek artıyo ve herkes yerlere yatarak gülmeye başlıyo.
E zaten kahkaha bulaşıcı bişeydir. Hiç gülesi olmayan adamın bile gülesi gelir yanında birisi katılarak gülerken:)
Demekki neymiş,
yok gülünce gözlerimin kenarı buruşuyo,
yok ben çok çirkin oluyorum,
aman yanaklarım sarkıyo bilmem ne gibi bahanelerle, hali hazırda ağzımıza kadar gelmiş kahkahayı geri göndermiyomuşuz. Basıyomuşuz en seslisinden.
Tabi herkes kahkaha atamayabiliyo, misal ben. Şebelek gibi sürekli gülen bi suratım olmasına rağmen malesefki bi Sebahat abla kahkahasına sahip değilim. Onun yerine ııhıhıhıh, kihkihkih gibi kendi çapımda gülüşlerim var. Olsun o da yetiyo bana. Neticede karın kası yapıyo mu? yapıyo, mutlu oluyo muyum? oluyorum. Gerisi tırt!
Öperim hepinizi bayram şekerlerim benim.
Bu bayram bol gülmeli komikli şakalı olsun herkese. Yüzünüz kırış kırış olsun, o derece :)
Çok önemli bi dipnot: Gülmek gibi gülümsemek de işe yarıyo, onu da yapabilirsiniz. Ben gülemiyorum diyenler bide gülümsemeyi denesin, sonuçları paylaşsın benle:P
Sweat: Energie
Jean: Mango (Ben yırttım her yerini:P)
Ayakkabı: Yargıcı
Gözlük: Marc By Marc Jacobs
Saat: Emporio Armani
Yorum Gönder