1 Haziran 2012 Cuma

Herkes kendi yüzünü taksın.


Ya hatalarınızla yüzleşirsiniz, ya da hatalarınızla yüzsüzleşirsiniz demiş Dostoyevski.

Kiminin yüzü ak paktır, nurludur. Nurlu dediysek kendinden ışıklı anlamında değil tabi yada bir ermişlik, bir göğe yükselmişlik seviyesinde değil. Suratına baktın mı anlarsın özünde iyi bi insan olduğunu.

"Hatasız kul olmaz, kimse mükemmel değildir, ben sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum, zararın neresinden dönersen kardır" gibi sözler bu tip insanlar için gönül rahatlığıyla kullanılabilir.
Bi halt yemiştir ama onun bilincindedir, üste çıkmaya çalışmaz, gerektiğinde kolunun altına tavlayı almayı bilir, gocunmaz yani.



Bide özrü kabahatinden beterler vardır, bi kere hata yapar "heee" der geçersin, ikinciyi yapar "neyse şimdi akşam eller havaya yapacaz, senin yüzünden keyfimi kaçıramam" der yine sineye çekersin, sekizincide "kaynımda da var, bu da aynı böyle, ama onun maaşı iyi" der haline acırsın. 

Derken bi bakmışsın her hatasında hoşgörülen bu insanımsı yaratığın yüzü yok. Zaten en başından beri yokmuş da meğersem sen ona bi yüz uydurmuşsun çiçekli böcekli böyle English home tadında. 

Sen dayan dayan o kadar, sonra bi bak adamın suratında solucanlar geziyo, böyle vıcık vıcık kurtlanmış filan. Seni beni kandırmak için maskesiylen geziyomuş halihazırda. Çeşit çeşit yüzleri varmış kıyafetine göre kafasına geçirdiği. Bigün dedikoducu Halime, bigün sütçü Ahmet, bazen kıskanç Hacer, kimi zaman da çiftliği olan, efendime söyliyim eti sütü yumurtası ve tuzu kuru bir Ali baba.

Ama sen onun ev halini hiç bilmediğin için hep bi kimliğiyle görüyosun tabi. Sessiz ve derinden seni nasıl da çekiştirdiğini, sen farkında olmadan sana nasıl her dediğini yaptırdığını, kendi işi görülsün diye seni yüceltir gibi yapıp arka tarafta senin bir takım uzuvlarını yontmak ve onun üzerine senaryolar kurmakla nasıl da meşgul olduğunu hiçbir zaman bilmiyosun.
"Olum bak git, hadi canım ananı da al git, lan sen hala burda mısın" tadında bu insanlardan uzak durulmalı, hata yaptıkça yüzsüzleşmesine ve her seferinde senden benden yüz bulmasına izin verilmemelidir. 

Bu da böyle anımdır, paylaşmak istedim.
Ne demişler, insanlar konuşa konuşa, HAYVANLAR koklaşa koklaşa ;)
Öpmüştüm sanırım.










Elbise: H&M
Yelek: Mango
Ayakkabı: Giovanni Giusti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder