Bi ben miyim acaba eşyalarına bu kadar tutkuyla bağlanan?
aman o benim için çok önemli, yok bunun bilmem nerden hatırası var diye diye evin kocaman bir kiler olma yolunda ilerlediğini gördükçe korkuyorum gidişhattan.
Bide o şeye bağlanma kısmından öncesi var tabi. Alana kadar verilen mücadele kısmı.
Takdir edersinizki o kadar ara tara tırım tırıs hiçbir yerde bulamadığın bişey, birden karşında dikilince alasın ve otomatikman onunla bi bağ kurasın geliyo!
Tıpkı Zara'nın aylar önce lookbookunda görüp uzun süredir gelmesini beklediğim bu çanta gibi.
Yada hiç hesapta yokken karşıma çıkan ve beni al beni al onu alma diye dore rengini işaret eden bu siyah deri etek gibi. Ama ben kıyamadım ikisini de aldım ♥
Daha bunlar gibi o kadar çok şey varki bağlandığım..
Avuç kadar saksıda yaşayıp, aylarca sulamayı unuttuğum halde küsmeyen, bir damla suyla aylar sonra tekrar tekrar hayat bulan kaktüsüm,
Belirli aralıklarla alıp masamda biriktirdiğim, her gün bir azimle "bugün 2 litre su içicem" diye başlayıp günü hiç su içmeden bitiren bana kızmayan ve beklemiş suyla masamda pinekleyen sürahilerim,
sıkıldıkça peçetelerden, A4 kagıtlarından yaptığım garip şekilli, ama atmaya kıyamadığım çöplerim,
bundan taaa 4 sene önce jujumun yerde bulup bana verdiği ve hala anlamsız bi şekilde post-it'lerimin içinde sakladığım at kestanelerim,
hergün düzenli olarak eve götürmeyi unuttuğum ve aylardır masamda ikamet eden asetonum,
iğrenç kokulu silgim,
bütün ofis ahalisine hizmet eden mayonez görünümlü nemlendiricim,
"always believe in yourself and your dream" yazılı, bırak çayı su içmeye kıyamadığım kupam,
artık yazmayan, mürekkebi kurumuş olduğu halde hala kalemlikte takılan tükenmezler,
güvence olarak her daim elimin altında tuttuğum fındıklı hoşbeş, çilekli lila pause ve negro,
hala eski soyadımla panomda asılı duran kartvizitim ve yine panomdaki canım arkadaşımın yeğeninin fotoğrafı [yanıma gelip de kim olduğunu soran herkes önce bi dumur oluyo öğrenince:) illa kocamın fotoğrafını koycak halim yok sonuçta:P ]
ve sen, her yemek siparişinden sonra artan tuz ve karabiberden oluşan orta çekmece.
o kadar hayatımın içindesinizki birinizin bile eksilmesine dayanamam. hergün yoklama alıcam ona göre.
özellikle de çilekli lila pause sana söylüyorum fındıklı hoşbeş sen anla!
Çanta: Zara(yeni) / Etek&Eldiven: Paris'te bi butikten / Kazak: Koton / Bot: Markafoniden ama markasını hatırlamıyorum / Şemsiye: T-Box / Şapka: LCW çocuk / Atkı: Sarar(Erman'ın:))
Yorum Gönder