14 Kasım 2011 Pazartesi

Nar tanesiyim beeen..


Öncelikle zincirlerimizi kırarak başlıyoruz yeni yazımıza.


Bugün günlerden spor günü.
"Aaaa ne kadar da spor kıyafetler giymiş ve tam da pilateslik olmuşsun minikkuş" demenizi isterdim ama haftaiçi çekim yapamayınca, dışarda nefes alınan her dakika itinayla değerlendirilir. 
Gerekirse sabahın 10unda, henüz insanlar pazar uykularındayken ya da miskin miskin tv karşısında beynini bi kenara koyup magazin izlerken, ben süslendim püslendim (çok diil ama:)) düğüne gider gibi spora gittim:)
"Aaaaa kuşum tam da fotoğraflık bigünmüş, ben de eşofmanımı giymeye üşendim bunları giydim üstüme(yalana bak), e hazır evden çıkmışken bi yerlerde fotoğraf da çekelim madem, ayıp olmasın " dedim Erman'a ^.^




Rüzgarda mecburi savrulan saçların yarattığı bıyık efekti fotoğrafçıma çemkirmeme sebebiyet verse de, olsuuuuun bunun da değişik erkeksi bi havası var düşüncesiyle burdaki yerini aldı.


Havanın aydınlık, yaprakların yeşil oluşuna sakıııın andanmayın!
arabanın göstergesi kayma tehlikesi! derken, totomuz da donmak suretiyle yerimizde ısınma hareketleri yaparak geçirdik şu gördüğünüz dakikaları.
Ulen bu minikkuş da hep "bakın ne koşullarda fotoğraf çekiyoruz"a bağlıyo falan diye düşünmeye başladığınızı hisseder gibiyim. Bi saniye devamı var, bi dinleyin.

Bilmem izlemişliğiniz var mıdır Ayşecikli Ömercikli Sezercikli filmleri, zira ben hiçbirini kaçırmazdım küçükkuşken:)
O filmlerden birindeyiz şimdi.
Mutlu ötesi çekirdek bir aile var karşımızda, herkes bıcır bıcır, allahım böyle bir mutluluk olamaz yani o derece.
Tam o sırada Ayşecik kızımız geçer ortaya, bacak kadar boyu ve üzerinde en mini minnacık elbisesiyle başlar şarkısını icra etmeye.
Nar tanesiyiiiiiiiiiiiim beeen,
nur tanesiyiiiiiiiim beeen,
hem annemin, hem babamın, bir tanesiyiiiiiim beeen ^.^

Ama yukardaki fotoğrafta Ayşecik,
"eeeee başlarım soğuğuna da, ceketine de" edasıyla(hatta ağız hareketlerinden de bunu anlamak mümkün, bakın bakın çekinmeyin:)) bi çırpıda ceketini çıkarmak suretiyle şarkısını söylemeye başlar.


Şu eski türk filmlerinden kanıma girmiş o kadar çok kelime varki dağarcığımda,
Zira, ziyadesiyle, kat'iyyen, niçın, kuzum nen var, ..
Tabiki ben bu kelimeleri şebeklik olsun diye kullanangillerdenim ekseriyetle:)
Zira bunu normal hayatında ciddi ciddi kullanan dünya tatlısı tonton annanelerimiz dedelerimiz de var.

Ay bide yazarken aklıma geldi.
Bu tonton insanların kendi yöresel şivesini de katarak türettikleri ya da devşirdikleri kelimeler oluyo, ben en çok da onları seviyorum:)

Biliyosunuz ben Samsunluyum, karadenizdenim yani.
Bütün o fıkraların, komik ve de abuk hikayelerin çıktığı yerlere çok yakınım:)
Eğlenecek malzeme boldur bizim oralarda.

Mesela benim büyük babannem ve onun saz arkadaşları (yaşıtları) patlıcana balcan der.
Sepete gıdık der. Bizde gıdık çenenin altında bulunan ve bebişlerde mis gibi kokan bölgedir.
Dili dönmediği için mi nedendir bilmem fasülyeye fasile der:)
Hala bi anlam verememekle birlikte bahçe çitlerine fıraktı der??

Sizin eski topraklarda da kesin vardır böyle şeyler, paylaşın da görelim daha ne komik şeyler çıkcak:)












Çok karışık, biraz da ayaküstü bi post oldu, içeri bile davet edemedim sizi.
Bidakine daha uzun görüşelim ama:)

Oldu iyi haftalar herkeseee.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder