Tamam evet yaz çocuğu olabilirim ama sonbaharın da yeri bir başkadır kalbimde.
Mesela en başta akla sarıyı getirir ki her ne kadar çok kullanmasam da en haz ettiğim renklerden biridir sarı.
Bu hafta hep bir hastalık, hep bir sıkıntı koşturmacası içinde geçti, ama neyseki hepsi geçti gitti. Herşeyin başı sağlık! diyerek buradan laf arasında mesajımı da veririm.
Şöyle bir düşününce farkettim de bu aralar hayatımın her anında sarı varmış.
Üşüttüm betim benzim soldu sarardı,
bacağımı çekmecenin köşesine çarptım (ki bunu çok sık yaparım) önce morardı, sonra sarardı,
iğne yaptırdım kolum sarardı keza!
Sarıyı severiz dediysek bu kadar da değil yani..
Ama ilginçtirki hiç kimse sağlığının kıymetini onu kaybetmeden anlamaz!
Yani illa krizlerden kriz mi beğenmek gerekiyor sigarayı bırakmak için,
ya da yüzünün gözünün hatıra güneş lekeleriyle mi dolması gerekiyor cildini güneşten korumak ve öyle kavun karpuz gibi güneşin altında yatmamak için (bu bana gelsin!),
ya da her yerimizin sarkması mı gerekiyor spora başlamak için
falan filan...
Artık çok daha hassasım sağlık konusunda!(yaşlanıyo muyum ne?)
Hep ihmal ettiğimiz, amaaaan ne olabilirki diyip gitmeye üşendiğimiz diş, dahiliye, cerrahi, kbb ve sayamadığım diğerleri..
Bana çıkmaz demeyin, piyango sloganı gibi oldu ama öyle!
hastalık bu ve kimde ne çıkacağı hiiiiç mi hiç belli olmuyor.
Siz siz olun tedbirinizi alın, ben söyleyeyim de.
Mesela su hayattır, bol bol su için diyerek de burada sağlık köşemi sonlandırıyorum 2 günde bir su içen biri olarak!
Bide böyle su içen sağlıklı arıların balını yiyin.
Anne notu: kan yapar :)
Şimdi biraz da cicileri inceleyelim diimi.
İncili yüzüğüm annemin hediyesi olup, çok ender kullandığım ama her kullandığımda "yahu ben bu yüzüğü niye takmıyorumki" dediğim bir kıymetlim.
Şekil olarak neyi ifade ettiğini bilmiyorum ama bişiye benziyo orası kesin. bu kolyemi de seviyorum ^.^
Etek ince kadife, sonbaharda corapsız, kışın kalın çoraplarla en hayat kurtarıcı ve de rahat eteklerimden.
Bide unutmadan bugün Samsun'a gidiyorum memleketime :)
pazar dönücem.
Gittiğimde ailem ve sevdiklerimi görmekle kalmayıp aylardır hayal ettiğim Çalıkuşu Döner'in kalın lavaşta soslu dönerini de yiyip geleceğim tabiki.
Bu kez fotoğraflayacağım sırf sizin için. Ama bu lezzet ne fotografla ne de anlatarak tarif edilebilir.
Hayatınızda yiyeceğiniz en lezzetli etten yapılmış döner ve en pasta niyetine tek başına bile yenilesi lavaşı tatmak için doğru Samsun'a diyorum size de ;)
Gitmeden bir reverans yapacaktım size ama beceremedim, bunla idare edin :)
oldu iyi yolculuklar bana..
Yorum Gönder